Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 08.03.2022 tarihli 2021/8259 Esas ve 2022/2003 Karar sayılı ilamı ile deprem nedeniyle ağır hasar gören ve taşınmazın yıkılması sonucu oluşan maddi zararların müteahhitten tazminine ilişkin red kararını hatalı buldu.
Yerel Mahkeme Süreci
Davacı, 23.10.2011 ve 09.11.2011 tarihlerinde gerçekleşen deprem nedeniyle taşınmazının ağır hasarlı hale geldiği ve yıkıldığı, müteahhidin taşınmazı standartlara ve deprem yönetmeliğine uygun inşa etmediği bu nedenle kusurlu davrandığı gerekçesiyle zararlarının tazminini faizi ile birlikte talep etmiştir.
Davalı müteahhit firma ise davanın zamanaşımına uğradığı, hasar tespitlerinin ilan edildiğini ve ilan sonrasında hak sahipliği müracaatlarının yapıldığı bu nedenle davacının ayıptan haberi olmadığı beyanının kabul edilemeyeceğini savunmuştur.
İlk derece mahkemesi; binadaki başkaca bağımsız bölümler için de müteahhide dava açıldığını, açılan bu davalarda müteahhidin ağır kusuru tespit edilemediği, gizli ayıp tespit edilmesi halinde en geç deprem etkilerinin geçmesinden sonraki makul sürede ihbarda bulunulması gerektiği ancak böyle bir ayıp ihbarının da bulunmadığından Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında davanın haksız olduğu nedeniyle davanın reddine karar vermiştir.
İstinaf Süreci
Davacı karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Bölge Adliye Mahkemesi de yerel mahkeme gibi ayıp ihbar süresinin geçtiğinden bahisle istinaf başvurusunu esastan reddetmiştir. İstinaf mahkemesi, hasara sebep olan depremin 23.10.2011 ve 09.11.2011 tarihinde gerçekleştiğini bu nedenle davacının ayıbı öğrenme tarihinin 09.11.2011 olacağı ve bu tarihten itibaren makul süre içerisinde ayıp ihbarının yapılması gerektiğini belirtmiştir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin Kararı
Yerel mahkeme tarafından; başkaca malikler tarafından açılan dava dosyası hükme esas alınarak dava konusu taşınmazda ağır kusur tespitinde bulunulmamış, gizli ayıpların müteahhidin ağır kusuru veya hilesi ile gizlenip gizlenmediği incelemesi yapılmamıştır. Sadece tespit edilen ayıpların gizli ayıp niteliğinde olduğu ve müteahhidin kusurlu eylemleri neticesinde oluştuğuna ilişkin tespitlerde bulunulmuştur.
Ancak davacının, hükme esas alınan dosyada taraf olmadığından meydana gelen zarardan müteahhidin kusuru ile olup olmadığını bilebilecek durumda değildir. Müteahhidin ağır kusuru veya hilesinin tespiti halinde ihbar ve zamanaşımı süreleri işlemeyecektir. Bu nedenle müteahhidin kusurunun ağır olup olmadığı, ayıpların müteahhidin hilesi ile gizlenip gizlenmediği araştırılması ve buna göre ihbar süresi ile zamanaşımın değerlendirilmesi gerekirdi. Bu araştırma yapılmadan verilen ilk derece mahkemesi kararı eksik olduğundan bozulmasına ve hatalı istinaf mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Av. Arb. Özge Engüzel
Web sitemizdeki makale ve içeriklerin tüm hakları Av. Arb. Özge Engüzel’ e aittir. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. İçeriklerde yer alan her türlü bilgi, sadece bilgilendirme amacı ile hazırlanmış olup hiçbir şekilde hukuki tavsiye niteliğinde değildir ve bu şekilde yorumlanamaz. İçeriklerin tamamı sadece kişisel ve gayri ticari amaçlarla yayınlanmaktadır.